Görülmek/Gözetlenmek

Bunca görülme ihtiyacına rağmen gözetlenmenin yarattığı tedirginlik. Size, sizden habersiz bakan bir çift göz.. Tedirginlikle gelen çeki düzen verme ihtiyacı..

~

Evet bizi görsünler isteriz ancak bizim istediğimiz kısımları, bizim istediğimiz şekliyle görsünler isteriz. Gözetlenmenin korkunç yanı budur. Ya kusurlarımı, saçmalıklarımı, çirkinliklerimi, yetersizliklerimi gördüyse?

~

Ama o sadece bir kedi. O yargılamaz, o anlam yüklemez.. Ona zarar vermiyorsam onun yanında, olduğum gibi olmamda sakınca yoktur. O halde o gözetleyebilir, ziyanı yok..

~

Demek korktuğumuz gözetleniyor olmak değil. Yargılanmak.. Yargılayıcı gözleri üzerimizde hissediyorsak kendimizi yoklamaya, gizlemeye, kendimizce kusurlarımızı kapatmaya, - mış gibi davranmaya başlarız.. Gerginliğimiz ve yorgunluğumuz da artmaya başlar.

~

Yargılamayan gözler karşısında kendimizi bırakabiliriz. "Al işte, her şeyimle böyle bir şeyim ben." diyebiliriz. Karşımızdaki de alırsa, severse, sarılırsa aramızda gerçek ve güçlü bağlar gelişmeye başlar. Bu bağlar iyileştiricidir ve insanın yaraları ancak bu bağlarla onarılır..

~

Hepimizin ihtiyacı olan işte bu sıcak bağlar. Bu Pazartesi itibariyle hepimize bu bağlarla dolu yumaklar diliyoruz. Kedilere dahil.